Son dönemde Türkiye’nin birçok yerinde, özellikle de CHP’li belediyelerde yaşanan yolsuzluk ve ihale operasyonları ülke gündemini meşgul ediyor. Elbette ki adaletin yerini bulması, kamunun malının namus gibi korunması, sadece siyasi görüşü ne olursa olsun bir kesim vatandaşın değil, bu ülkeye dair vicdan taşıyan herkesin ortak beklentisidir.
Ancak bu tabloya bakınca şu gerçekle de yüzleşiyoruz: Büyük şehirlerde manşetlere taşınan olaylar göz önünde olurken, küçük ilçelerde yaşananlar ne yazık ki kulak ardı ediliyor. Bu sessizliğin en çarpıcı örneklerinden biri de Gazipaşa’da yaşanıyor.
Geçtiğimiz meclis toplantısında Belediye Başkan Yardımcısı Serkan Özkurt’un ağzından dökülen sözler, aslında buzdağının sadece görünen kısmı: “Ruhsatsız çalışıyorlar.”
Evet, Özkurt’un bizzat ifade ettiği, halkın “büfe” olarak bildiği ama kendisinin “baraka” diye nitelendirdiği milyonluk 5 işletme, açıkça ruhsatsız oldukları belirtilmesine rağmen halafaaliyet gösteriyor.
Bu beyanın ardından ne bir zabıta müdahalesi geldi,
Ne mühürleme işlemi yapıldı,
Ne de idari bir soruşturma başlatıldı…
Sanki hiçbir şey söylenmemiş gibi hayat devam etti.
Peki vatandaş ne yapsın?
Kendi dükkanına ruhsat alırken evrak üstüne evrak isteyen, denetimden denetime koşan yetkililer bu 5 işletmeye neden sessiz?
Eğer gerçekten ruhsatsızlarsa, neden müdahale edilmiyor?
Yok, eğer ruhsatları varsa, o zaman neden bir belediye yöneticisi halkın önünde bunu açıkça inkar ediyor?
Bu tablo bize şunu gösteriyor: Gazipaşa şu anda ciddi bir yönetim zafiyeti yaşıyor.
Aylardır rahatsızlığı nedeniyle görevinden uzak kalan Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın yokluğunda, koltuk boş kalmadı belki ama yetkinlik boşluğu oluştuğu çok açık. Yetkili görünen bazı kişilerin bu durumu fırsata çevirdiği izlenimi ise artık kamuoyunda yüksek sesle dillendiriliyor.
İnsan düşünmeden edemiyor:
Acaba bu kişiler kendileri seçilmiş olsaydı, daha mı farklı davranırlardı?
Yoksa bu yaşananlar, bir gün için hazırlık mı?
Kim bu işletmelerin arkasındaki isimler?
Neden kamuya açık bir meclis toplantısında bu iddialar ortaya atıldığında, tek bir yetkili harekete geçmez?
Gazipaşa halkı saf değil, unutkan değil. Bu kentin vicdanı hala ayakta.
Yazım bir isyan değil, bir uyarıdır. Gazipaşa’nın sahipsiz olmadığını, birkaç masa başı kararıyla yönlendirilemeyeceğini hatırlatma çabasıdır. Çünkü bugün göz yumulan her usulsüzlük, yarının büyük krizlere zemin hazırlar.
Ve en önemlisi ne biliyor musunuz? Gazipaşa halkı adalet ister. Eşitlik ister. Şeffaflık ister.
Sizin gibi rantçı, sizin gibi iş bilmez, sizin gibi beceriksizler, sizin gibi “Ben yaptım oldu” mantığını sahiplenen, sözüm ona yöneticileri unutmaz ve gerektiği yerde dersini verir.
Şimdilik, birlikte rant düzeni kurduğunuz şahıslar ve yakınlarının alkışlarıyla iş yapmaya devam edin bakalım…
Bir gün gelecek, o gün gereken dersi alacaksınız.
Sizler, sizi o mevkilere getiren, hastalığını fırsat bildiğiniz Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın arksından iş çevirecek kadar da kendini uyanık sanan, fırsatçılarsınız.
Yazıklar olsun size…
Yazıma son verirken; Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’a acil şifalar diliyorum. Umarım en kısa sürede görevine döner de bu başıboşluğun ve belirsizliğin sonu gelir. Çünkü anlaşılan o ki; onun yokluğunu fırsata çevirenler, belediyede istedikleri gibi at koşturup, Gazipaşa’yı istedikleri gibi yönetmeye çalışıyor.
Ama unutulmasın ki bu halk kimin ne yaptığını, ne yapmadığını gayet iyi görüyor.
Ve bir gün mutlaka o soruyu size soracaklar:
“Siz ne yaptınız?”