Psikoloji ve beslenme bilimi birbirinden ayrı düşünülemeyecek kadar iç içedir. Bireyin yeme davranışı sadece fiziksel açlıkla değil; duygu, düşünce ve toplumsal etkilerle de şekillenir. Özellikle modern yaşamda medyanın dayattığı zayıflık ideali, ne yazıkki birçok bireyde yeme bozukluklarına zemin hazırlar. Bu bozukluklardan biri de: AnoreksiyaNervoza’dır. Gelin bu rahatsızlıkla ilgili önemli noktaları birlikte inceleyelim…
• Tanımı:
Anoreksiya, “iştah kaybı” anlamına gelirken; nervoza, bu kaybın duygusal nedenlere dayandığını gösterir. Yani sadece fizyolojik değil, psikolojik bir durum söz konusudur.
• Vücut algısında bozulma:
Birey çok zayıf olsa bile kendisini kilolu görür. Birey aynadaki yansımasını gerçekte olduğundan farklı algılar.
• Kilo alma korkusu:
Birey, belirgin şekilde zayıf olmasına rağmen kilo almaktan aşırı derecede korkar ve sürekli olarak kilo kaybetmeye çalışır.
• Davranışsal belirtileri:
o Sürekli tartılma
o Ayna karşısında kendini eleştirme
o Kendini kusturma
o Müshil ya da idrar söktürücü kullanımı
o Aşırı egzersiz yapma
• Fiziksel sonuçları:
o Vücut ağırlığının normalin çok altına düşmesi
o Adet döngüsünün durması (kadınlarda)
o Saç dökülmesi ve tüylenme
o Diş çürükleri ve mide problemleri
o Bilinç bulanıklığı ve kronik yorgunluk
o Düşük vücut ısısı ve hormonal bozukluklar
• Yeme davranışında kısıtlamalar:
o Kalorileri sayarak yeme
o Yağsız, şekersiz ve düşük kalorili ürünlere takıntılı olma
o Toplum içinde yemekten kaçınma
• Duygusal etkiler:
o Depresyon
o Sosyal ilişkilerden çekilme
o Özsaygı eksikliği
o Sürekli yetersizlik hissi
• İnkar eğilimi:
Anoreksiya hastaları çoğu zaman hastalıklarını kabul etmezler. Yardım almayı reddedebilirler ve sorunlarını küçümseyebilirler.
• Tedavi süreci nasıl olmalı:
Bu rahatsızlık tek bir uzmanlık alanıyla çözülemez. Anoreksiyanervozada etkili bir tedavi için:
o Psikiyatr (ilaç ve tanı)
o Psikolog (duygu yönetimi ve terapi)
o Diyetisyen (sağlıklı kilo kazanımı ve beslenme eğitimi)
birlikte çalışmalıdır.
• Toplumsal sorumluluk:
Bu sadece bireyin değil; ailesinin, çevresinin ve toplumun da farkında olması gereken bir problemdir. “Zayıflık” övülmemeli, “sağlık” desteklenmelidir.
Unutmayın! Tartıdaki sayı değil, yaşam kalitesi önemlidir. Herkese sağlıklı günler dilerim…